4 Ekim 2015 Pazar

Nitel ve Nicel Çalışmalar Üzerine

Nitel çalışmanın nasıl çıktığından bahsetmek için öncelikle nicel çalışmaların geçmişine bir bakmamız gerekecek. Nicel çalışmalar bildiğimiz Galelio, Newton gibi bilim adamlarının gözlem ve deneyleriyle kabul görmüş bazı kaotik bilgileri yıkması ile başladı. Tabiki bu Galelionun hayatının ızdıraplı şekilde sürmesine sebebiyet verdi. Kilise bilimsel yöntemi yani araştırıp ölçüp sonuca varmayı kabul etmedi.
Oysa gerçeği bulmak için bilimsel metodlara başvurmak gerçekçi sonuçlara ulaşmak için en doğru yoldu. Nitekim zamanla bunlar aşıldı ve artık bilim Gözlem, Tümevarım, Tümdengelim ve Doğrulama metodlarını kullanarak gerçeği aramaya başladı.

Gözlem (Observation): Herhangi bir olayın gözemlenmesi ve bu gözlemlere ilişkin veri toplanması.
Tümevarım (Induction): Verilerin incelenmesi sonucunda ortaya bir genelleme konulması ve hipotez oluşturulması.
Çıkarım (Deduction): Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması.
Doğrulama (Verification): Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle, bağımsız araştırmacılar tarafından test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması.

Bilimadamları o zaman araştırılan konuda örnek olarak bu nesnelerin yere düşmesi olsun, tek gerçeğin yani varılabilecek tek bir doğrunun olduğunu kabul etmişlerdi. Bu bir akım olarak realizm yani gerçekçilik olarak tarihte yer aldı. Yer aldı diyorum çünkü bu zamanla değişecekti. Realistler bilginin dışarıda olduğuna, gözlem ve ölçme ile tespit edilebileceğine inanmaktalar. aradıkları gerçek insanlardan bağımsız, onların hayal güçlerinde, düşüncelerinden bağımsız ve değişmeyen olduğuna inanmaktadırlar. İşte nicel çalışmalar bu temelde hayat bulmuştur. Hatta tarihte psikolojik çalışmalar yani insan davranışları, ölçme cihazları ile tespit edilemediği için bilim sayılmamıştı, çünkü bilim o zaman ölçülebilir gözlemlenebilir sonuçlar veren çalışmaları içeriyordu, bu sebeple ilk psikoloji laboratuvarları kuruldu (Wilhelm Wundt, 1879), ki şu anda bildiğimiz davranışçı yaklaşım (pavlovun köpeği, insan deneyleri) bu laboratuvarlarda test edilmiş ve böylelikle psikoloji de bir bilim olarak kabul görmüştü.

Nicel çalışmalar bu şekilde ortaya çıkmışken, nitel neredeydi? Neden yoktu?
Bir fikiri insanın kabul etmesi nasıl ölçülebilir? Metre, kronometre.. peki bunu ölçtük diyelim sorunun cevabı tek bir cevap mı olacak, yoksa birçok yaklaşımla birçok sonuç elde edileceğimi ortaya çıkacak.



İnsan sevgisini kaba koyup tartamazsınız, bu sebeple başka yöntemler kullanmanız gerekir. İşte burada İngiliz sömürgeleri üzerinde  başlayan araştırmalar devreye girmekte. Aslında nitel araştırmaların çıkış noktası sömürge ülke halklarının hareket ve davranış biçimlerinin kontrol altında tutulması için yapılan araştırmalardı. Bu günümüzde de bu şekilde kullanılmaya devam da etmektedir. Birçok toplum önce incelenmekte, sonra gerekli yaklaşımlarla sindirilmektedir. Şimdi bu siyasi kısmını bir kenara bırakalım ve bir de realist bilim ile idealist bilime değinelim.

İdealistler, realistler gibi bilginin dışarıda somut bir nesne gibi olduğuna inanmazlar, bilgi insanın beynindedir ve ancak bunların incelenmesi ile bulunabileceğine inanmaktadırlar. Gerçeğin tek olmadığına birden çok gerçeğin olduğuna inanırlar. Bunun en büyük adımı ve ıspalarından birisi Einstein'ın İzafiyet Teorisidir. Kurama göre "Kurama göre, bütün var­lıklar ve varlığın fizikî olayları izafidir."  Gerçeğin tek olmadığını ispat eden bir diğer deney ise Young Deneyi olarak bilinir, özellikle linkteki videoyu izlemenizi öneririm. Bir araştırmanın sonucu her zaman tek değildir, birden çok sonucu olabilir. Bu da idealistlerin bir yaklaşımı olarak kabul edilmiştir. İdealistler fiziksel gerçeklikleri tabiki reddetmezler ama bir çocuğun kerpeteni hiç görmemiş hiç duymamış olması o çocuk için kerpetenin var olmadığı anlamına geldiğine inanırlar. bu yüzden idealistler gerçeğin insan zihninde var olduğunu kabul etmişlerdir.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.


27 Ocak 2013 Pazar

Öğretim Tasarımı Modelleri

Bir Öğretim Tasarım Modelinin genel olarak aşamalarnı belirtirsek;
ANALİZ, TASARIM, GELİŞTİRME, UYGULAMA, DEĞERLENDİRME

ANALİZ
Bu kısımda ihtiyaç analizi yapılır, yani bu çalışmada neyi hedefliyoruz eksikliğimiz ne.

  • Hedeflerin Analizi (Ne öğretilmesi planlanıyor, kazanımmlar neler, alt kazınmlar neler vb)
  • Öğrenenlerin Analizi (öğrencilerin önbilgileri, durumları, istatistiki bilgileri, vb)
  • Ortam Analizi (Bu çalışma için ortam yeterlimi, uygulama yapılacakmı, sınıftamı, uzaktan mı, bv)
  • İçerik Analizi (Hangi konular işlenecek, neler irdelenecek, hangi uygulamalar yapılacak, değerlendirmeler ödevler neler olacak vb )
Burada öğrencilerin hazır bulunuşlukları, Ortam durumu ve İçeriğin toplamlarının Hedef Analizinden çıkartılması bizim İhtiyaç analizimizi oluşturacaktır. Çeşitli hedeflerimiz var ve belki öğrenciler bu hedeflerin bazılarına sahip olabilirler. İçeriklerimiz veya ortam yeterlilikleri şartları yine sağlıyorsa bu istenilen artlar hedeflerimizden çıkartılabilir diyebiliriz.


TASARIM
İçeriğin, yöntemlerin, ortamların, durumların, çalışmaların, değerlendirmelerin, stratejilerin planlanması sürecidir.
GELİŞTİRME
Tasarlanan içerik gerçekleştirilme aşamsıdır. Belirtilen şartlar altında gerekli materyaller, çalışma kağıtları, ortamlar tasarlanır oluşturulur veya temin edilir.
UYGULAMA
Öğretim tasarım modelinin hayata geçirilmesidir.
DEĞERLENDİRME
Bu değerlendirme iki türlüdür. Bir tasarım modelinin değerlendirmesi, diğeri ise öğrenenlerin değerlendirmesidir. Tasarımın değerlendirilmesi sürecinde başa dönülerek eksikler giderilebilir.


Öğretim Tasarım Modelleri'ne geçersek şöyle sıralayabiliriz,

ADDIE tasarım modeli (Analiz, Design=Tasarım, Development=Geliştirme, Implementation=Uygulama, Evulation=Değerlendirme)
ARCS tasarım modeli (Keller'ın modeli. Motivasyon tasarım modeli olarak geçer. Duyuşsal alanlardaki öğrenmelerde kullanılır. Tutum, inanç,...)
Dick ve Carey tasarım modeli
ASSURE tasarım modeli (Materyal seçimi ve kullanılmasında verimi arttırma amacıyla kullanılır.)
Analyze learners (Öğrenenlerin analizi)
State objectives (Amaçların Belirlenmesi)
Select Instructional methods,media and materials (Yöntem ve Ortam Materyallerinin Seçimi)
Utilize media and materials (Medya ve Materyallerin Gözden Geçirilmesi)
Require learner participation ( Öğrenci Katılımının Sağlanması)
Evaluate and revise ( Değerlendirme ve Sistemin Değerlendirilip Revize edilmesi, tekrar düzletilmesi)

Seels ve Glasgow tasarım modeli
•Smith ve Ragan tasarım modeli
•Evrensel tasarım modeli
•Gerlach ve Ely tasarım modeli
•Ayrıntılama kuramı

Bazı Terimler Üzerine

Neden araştırmacılar hep anketlerini yapar, nicel nitel çalışmalarını yapıp verileri toplar da İkincil Veri Analizi yapmaz. Yani başkasının yaptığı araştırmanın verilerini alıp kullanmaz.

Nicel araştırmalarda bilisel araçtırmalardan birisi de İkincil veri analizidir. Yani önceden kullanılmış verileri ikinci bir araştırmada kullanmak. Betimsel (tek gruplu), Karşılaştırmalı (2 gruplu), Korelasyon (çok gruplu) veya Tarama gibi çalışmalar yapılıyor. Kimse beleşçi damgası yemek istemiyor sanırım :)

Evet,
Olgudan bahsedelim biraz. Olgu, doğrudan veya dolaylı olarak gözlemlenebilen her şeye verilebilecek ad olarak nitelendirebiliriz. Rüzgar, görmeseniz bile yüzünüze çarpar hissedersniz, yaprakları kımıldatır. Uzaklık, dokunamazsınız ama ölçebilirsiniz. Sevmek, göremez, nicel olarak belkide ölçemez ama gözlemleyebilirsiniz, hareketlerden veya tavırlardan, konuşmalardan anlayabilirsiniz. Bunların hepsi birer olgudur.

Olgudan bahsedince kavramdan bahsetmeden olmaz, Kavram ise olguların beynimizdeki kodlanmış halleridir, zihnimizdeki yansımalarıdır. hayatında hiç sandalye görmemiş bir kişi için sandalye diye bir olgu yoktur, varolmamış gibidir sanki. Ama onun ne işe yaradığını sözlerle bile anlatsanız kafasında sandalyenin insanların dizlerini kırarak dinlendikleri bir nesne olduğunu anlaması yani kavraması için yeterlidir. Artık onun beyninde sandalye olgusu bir kavrama dönüşmüş ve yerleşmiştir.

Görüşmek üzere.

Geçerlilik ve Güvenirlilik Üzerine - 3

Bu yazıda gereçlilikten bahsedeceğiz.
Bir test güvenirli olabilir ama geçerli olmayabilir. Yani bir test bir konuyu ölçebilir, her seferinde de doğru sonuçları verebilir fakat istenilen konu hakkında sonuç vermiyorsa geçerli değildir.

Bir araştırmacı elde ettiği sonuçları yorumlarken A olarak yorumluyor ve bir başka araştırmacı aynı verileri kullanarak B diye yorumluyorsa bir geçerlilikten bahsedemeyiz.

Geçerlilik, İç ve Dış Geçerlilik olarak 2ye ayrılır.
İç Geçerlilik; Bulgular kendi içinde tutarlı mı, katılımcılar bulguları mantıklı bulmuş mu gibi durumları barındırır.
İç Geçerliliği Arttırmak için; Çeşitleme, Üye Kontrolleri, Uzun süreli Gözlem, Akran Değerlendirme, Araştırmanın Katılımcı ve İşbirlikçi Aşamaları, Araştırmacının Ön Yargıları gibi çalışmalar yapılır.
Dış Geçerlilik; araştırmanın genellenebilirliğidir. Eğer benzer durumlarda elde edilen bulgular bizim bulgulara az çok benziyor ise genellememiz doğru ve Dış Geçerliliğimiz var demektir. (Nitel ve Nicel çalışmalarda değişiklik gösterir.)

Geçerlilik ve Güvenirlilik Üzerine - 2

Güvenirliliğin temel olarak 2 duruma bağlı olduğunu söylemiştik. Testin uygunluğu ve örneklemin uygunluğu. Bu da bir de çevrenin uygunluğunu da ekleyebiliriz sanırım.

Ölçeğin Uygunluğunu belirleyen faktörleri şöyle sıralayabiliriz;

  • Soruların miktarı (aşırı olmamalı, çok az da olmamalı)
  • Homojenliği
  • Tutarlılığı (bir önceki yazıda bahsetmiştik)
  • Varsa doğru puanlama sistemi
  • Ölçekte bulunacak uygun yönergeler

Örneklemin Uygunluğu;

  • Bireylerin hazırbulunuşluk durumları (sağlık sorunları, problemler vs)
  • Örneklemin heterojen olması

Çevrenin uygunluğuna bir cümle ile özetlersek, anketin veya çalışmanın yapıldığı ortam çok gürültülü veya algı-dikkat bozucu bir ortam olmamalıdır.

Geçerlilik ve Güvenirlilik Üzerine - 1

4 Ölçme Düzeyi vardır: Sınıflama, Sıralama, Oran, Aralık
Ölçme Hatası: Sabit Hata, Sistematik Hata, Tesadüfi Hata

Güvenirlilik, kullanılan aynı veya benzer araçların aynı örneklemler üzerinede tutarlı sonuçları vermesidir. Yani aynı veya benzeyen bir formu alıp aynı öğrenci grubuna uyguluyorsanız ve benzer sonuçlar alıyorsanız bu form Güvenirlilik seviyesi yüksek bir form demektir.

Mesela 7-8 yaşındaki öğrencilerin bilgisayar oyunlarına olan ilgilerinin seviyesini ölçen bir araç yaptınız. Bu aracın bu özelliği doğru olarak ölçmesi gerekir. Doğru olarak ölçemiyorsa bu güvenirli bir araç değildir.
Keza kan basıncını ölçen bir aracın sürekli farklı değerler vermesi bir işimize yaramayacaktır. Yani bu cihaz güvenirlilik derecesi düşük bir cihazdır.

Buradan yola çıkarsanız farklı araştırmacılar aynı ölçeği kullanarak benzer sonuçlar elde etmesi gerekir. Yani güvenirlilik sürekli tekrar edilebilen araçları ortaya çıkarmamızı sağlayan önemli bir özelliktir.

Şunu unutmamak lazımdır ki, güvenirlilik aracın bir özelliği değil, o aracın verdiği sonuçların özelliğidir. Kan basıncını ölçen aracın güvenli olup olmadığını aracın devrelerinden, tasarımından, butonlarından değil, verdiği sonuçların benzerliklerinden anlaşılır. Yani bu şu anlama gelmemektedir. Hazırlamış olduğunuz araç aslında güvenilir bir araçtır, bu bir çok kere ıspat da edilmiştir. Ama aracı uyguladığınız örneklerm uygun değilse Güvenirlilik seviyesi düşük sonuçlar elde edebilirsiniz. Bu da demek oluyor ki bu durum her zaman aracınızın güvenirli olmadığını göstermez. Yani Güvenirlilik testinizin amaca uygun olmasına ve örnekleminize bağlıdır. Yada şöyle demek daha doğru doğru örneklem ile doğru test aracı kullanarak Güvenirli sonuçlar elde edebiliriz.

Ölçme aracı üzerine konuşursak;
Güvenirlilik namına 3 unsurdan bahsetmemiz gerekebilir, Tutarlılık, Kararlılık ve Duyarlılık.
Tutarlılık, test içinde bulunan sorular birbiri ile uyum içinde olmalı. Araştırdığınız konunun dışına dallanıp budaklanmamalı. Amaca hizmet etmelidir. Kendi içinde sorular tutarlı olmalıdır.
Kararlılık, bir test aracı uygun örneklemlerde aynı sonuçları vermelidir.
Duyarlılık, bir çalışma içinde bulunan sorular aşırı olmamalı, yeterince olmalı. Zaten kimse onlarca soruya cevap vermez bir süre sonra cevaplar sallanmaya başlar. Ve ister istemez Güvenirli olmayan sonuçlar elde edebilirsiniz.